SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HAC

<< 830 >>

123- Bab

 

باب:-{وإذ بوأنا لإبراهيم مكان البيت أن لا تشرك بي شيئا وطهر بيتي للطائفين والقائمين والركع السجود. وأذن بالناس في الحج يأتوك رجالا وعلى كل ضامر يأتين من كل فج عميق. ليشهدوا منافع لهم ويذكروا اسم الله في أيام معلومات على ما رزقهم من بهيمة الأنعام فكلوا منها وأطعموا البائس الفقير. ثم لقضوا تفثهم وليوفوا نذورهم وليطوفوا بالبيت العتيق. ذلك ومن يعظم حرمات الله فهو خير له عند ربه} /الحج: 26 - 30/.

"Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rüku ve secdeye varanlar için evimi temiz tut.İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan argın develer üzerinde sana gelsinler. Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansınlar . Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin. Sonra kirlerini gidersinler; adaklarını yerine getirsinler ve o Beytu'l-atik'i (Kabe'yi) tavaf etsinler. Durum böyle. Her kim, Allah'ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır.

 

 

باب: ما يأكل من البدن وما يتصدق.

124- (Hacda) Kesilen Hayvanların Etlerinden Yenilmesi Ve Tasadduk Edilmesi

 

-وقال عبيد الله: أخبرني نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما: لا يؤكل من جزاء الصيد والنذر، ويؤكل مما سوى ذلك. وقال عطاء: يأكل ويطعم من المتعة.

- Ubeydullah, Nafi'in İbn Ömer'den naklen şunları söylediğini belirtti:  Ceza kurbanından ve adakların etlerinden kurbanı kesen kişi yiyemez. Bunun dışındakiler yenilir. Ata' ise şöyle demiştir: Temettu' haccı yapan kişi kestiği hayvan'ın etinden yiyebilir, başkasına da yedirebilir.

 

حدثنا مسدد: حدثنا يحيى، عن ابن جريج: حدثنا عطاء: سمع جابر بن عبد الله رضي الله عنهما يقول:

 كنا لا نأكل من لحوم بدننا فوق ثلاث منى، فرخص لنا النبي صلى الله عليه وسلم قال: (كلوا وتزودوا). فأكلنا وتزودنا. قلت لعطاء: أقال: حتى جئنا المدينة؟ قال: لا.

 

[-1719-] Cabir r.a. şöyle dedi: Biz, Mina'da kalınan teşrik günlerinden sonra üç gün daha kestiğimiz hayvanların etlerinden yerdik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize "yiyin ve yanınıza azık olarak alın" diye izin verdikten sonra biz de hem yedik hem de yanımıza aldık.

 

(Hadisi rivayet eden İbn Cüreyc dedi ki): Ata'ya "Cabir, Medine'ye gelinceye kadar, dedi mi?" diye sordum. Ata "hayır" dedi.

 

Tekrar: 2980, 5424, 5567

 

 

حدثنا خالد بن مخلد: حدثنا سليمان قال: حدثني يحيى قال: حدثتني عمرة قالت: سمعت عائشة رضي الله عنها تقول:

 خرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم لخمس بقين من ذي القعدة، ولا نرى إلا الحج، حتى إذا دنونا من مكة، أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم من لم يكن معه هدي، إذا طاف بالبيت، أن يحل، قالت عائشة رضي الله عنها: فدخل علينا يوم النحر بلحم بقر، فقلت: ما هذا؟ فقيل: ذبح النبي صلى الله عليه وسلم عن أزواجه.

قال: يحيى: فذكرت هذا الحديث للقاسم، فقال: أتتك بالحديث على وجهه.

 

[-1720-] Aişe r.anha şöyle dedi: Zilhicce ayının bitmesine beş gün kala Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yola çıktık. Yalnızca hac yapacağımızı zannediyorduk. Mekke'ye yaklaştığımızda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanında hedy hayvanı olmayanların Kabe'yi tavaf etmelerini sonra da ihram'dan çıkmalarını emretti. Bayram günü bize et getirildi. Ben: "Bu nedir?" diye sordum. "Bunu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem eşleri için kesti" denildi.

 

 

AÇIKLAMA:     Konu başlığında Ubeydullah b. Ömer el-Umerî'den nakledilen sözü İbn Ebî Şeybe mevsul olarak şu şekilde rivayet etmiştir: "Hedy olarak belirlenen hayvan ölmek üzere olur veya ayağı kırılırsa sahibi onu keser, ondan yer, yerine başka hayvan koymaz. Ancak bu, adak kurbanı veya ceza kurbanı İse yerine başkasını koyar".

 

Bu görüş, Ahmed b. Hanbel'den rivayet edilen iki görüşten biridir. İmam Malik de bu görüştedir. Malik şunu da eklemiştir, "kişinin hastalık sebebiyle ba­şını tıraş etmesinden kaynaklanan fidye de bunun dışındadır" demiştir.

 

İmam Ahmed'den diğer rivayet ise şöyledir: "Kişi ancak tatavvu, temettu’ ve kıran kurbanlarından yiyebilir". Hanefîler de bu görüştedir. Çünkü onlara göre "temettü ve kıran haccmda kesilen kurban bir telafi değil ibadetin parçası olarak kesilmektedir".